top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıİnterhas

Ruminantlarda Tetanoz (Kazıklı Humma)

Klostridiyal enfeksiyonlar, Dünyada çiftlik hayvanlarının en önemli bakteriyel enfeksiyonlarından biridir. Bu etkenlerin salgılamış oldukları toksin sonucunda perakut ölümlere bağlı ciddi ekonomik kayıplar meydana gelmektedir. Klostridiyal enfeksiyonlar içerisinde kazıklı humma olarak bilinen tetanoz, insan ve hayvanlarda Clostridium tetani toksinleri tarafından meydana getirilen aşırı duyarlılık, tonik kas krampları ve toksemiyle karakterize bir yara enfeksiyonudur. Hastalığa tüm Dünyada özellikle tropik ve subtropik ülkelerde insan ve hayvanlarda sık rastlanmaktadır. Ilıman iklim bölgelerinde sporadik olarak ortaya çıkar. Hastalığa karşı duyarlı olan hayvan atlardır.



ETİYOLOJİ

Hastalığın etkeni gram (+), aneorob ve sporlu Clostridium tetani’dir. Etkenler; toprak, hayvan ve insanların sindirim kanalında yaygın olarak bulunur ve dışkısı ile ortama saçılırlar. Bakteriler, uygun çevre şartlarında toprakta birkaç yıl canlılığını sürdürebilir. Etkenler, vücuda kastrasyon yarası, çivi batması, kuzularda kuyruk amputasyonu yarasından, sığırlarda doğum sırasında oluşan yaralardan ve yeni doğanlarda göbek kordonu yaralarından girerek hastalık oluştururlar. Tetanozun, tedavi uygulanmadığında mortalite oranı %100’ü bulabilir.

PATOGENEZ

Hastalıkta inkübasyon süresi 5-21 gündür, fakat ortalama 8-10 gün olarak kabul edilir. Tetanoz sporları makro ve mikro yara odaklarından vücuda girer. Ancak her zaman toksin salgılamaz. Etkenin vejatatif forma dönüşmesi ve toksin salgılaması için, dokulardaki oksido-redüktaz aktivitesinin azalması gerekir. Yani bu dokularda aneorobik ortamın oluşması şarttır. Aneorobik şartların oluşması için yara bölgesinin toprakla kontamine olması ve dokularda kısmi de olsa nekrozun şekillenmesi gerekir. Bu gibi yaralardan giren sporlar, hızlı şekilde vejatatif forma dönüşerek bol miktarda toksin salgılarlar. Cl. tetani, tetanospazmin ve hemolizin diye iki tip toksin salgılar. Tetanospazmin toksinleri, generalize kas sertliği ve spazmı gibi klinik belirtilerin gelişiminde oldukça etkindir. Kas spazmı birkaç dakika içinde başlar ve 3-4 hafta devam edebilir. Tüm hayvanlarda fazla miktar salgılanan tetanoz toksinleri, kan ve lenfatik yolla sentral sinir sistemine geçerek nörotransmitter salınımını bloke ederek kasların kasılmasına neden olurlar. Tetanoz toksinlerinin

organizmada etkilediği yerler; beyin, omurilik ve iskelet kaslarının motor plaklarıdır. Tetanoz toksinleri, sinir kavşaklarında biriken asetilkolin parçalanmasını sağlayarak kasların gevşemesine neden olan asetilkolinesteraz enzimini parçalar. Bunun sonucunda kavşaktaki asetilkolin parçalanamadığı için postsnaptik reseptörler sürekli uyarım halinde kalır ve vücutta generalize kasılmalar meydana gelir. Ayrıca toksinler, spinal kortta glisin ve gamma aminobutirik asit salınımını da inhibe ederek nöronların uyarılma eşiğini de düşürür.

SEMPTOMLAR

Hastalığın ilk belirtisi aşırı duyarlılık ve tetanik kasılmalardır. Hayvanlarda beden ısısı başlangıçta normaldir, daha sonra 42 °C’ye kadar yükselebilir. Solunum ve nabız frekansı artar. Tetenozda genel olarak tüm vücut kaslarında aşırı sertleşme ve spazm meydana gelir. Hastalarda tutuk yürüyüş, başı ileri doğru uzatma, üçüncü göz protursiyonu, kuyrukta kalkma, kulaklarda dikleşme, ön bacaklar öne, arka ayaklar hafif arkaya uzanma gibi belirtiler dikkati çeker. Vücudun tutuluşu atlama sehpasını andırır. Dışarıdan gelecek ses, ışık ve dokunma şeklindeki uyarılar, tetanik kasılmaları daha da şiddetlendirir. Hayvanlar dondurulmuş kalıp gibi yere düşerler. Hastalığın en önemli belirtilerinden biri de çene kilitlenmesidir. Çene kilitlenmesinden dolayı hayvan ağzını açamaz. Çene kilitlemesi hem lokal çene kas spazmı hem de generalize kas spazmı sonucu oluşur. Farenks ve dil kaslarının etkilenmesi sonucu disfaji gelişir. Yere düşen hastalar bir daha ayağa kalkamazlar. Hastalar dört ayağını gergin bir şekilde uzatmış ve baş arkaya doğru kaymış pozisyonda yatar. Bazen çırpınma hareketleri gös terirler. Bunların yanında toksinlerin neden olduğu ruminal kollapsa ilişkin rumen sürekli olarak timpaniktir.

Solunum kaslarında spazm gelişime bağlı asfeksi sonucu ölüm meydana gelir.

KORUNMA

Klostridiyal enfeksiyonların perakut ölüme yol açmasından dolayı, tedavi şansı yoktur. Bu yüzden, klostridiyal enfeksiyonlarda koruyucu tedbirler önemlidir. Korunmada en önemli yöntem aşılama ve yaraya yönelik uygulmalardır. Oluşan her türlü yaralanmalarda, yapılan operasyonlarda asepsi ve antisepsi kurallarına dikkat edilmelidir. Korunmada aşılama en önemli yöntemdir. Korunma pasif bağışıklık ve aktif bağışıklıkla sağlanabilir. Pasif bağışıklık tetanoz serumlarıyla (80-100 cc), aktif bağışıklık ise toxoid tetanoz aşıları ile oluşturulur. Bu amaçla tekli tetanoz aşısı ya da klostridiyal etkenlere karşı üretilmiş kombine aşılar kullanılır. Aşılar yavrulara 3 aylıktan sonra uygulanırken, erişkinlere her zaman uygulanabilir. Aşılar hayvanlara 1 cc kas içi yapılır. Tekli tetanoz aşıları 2 yıl süreyle, çoklu klostridiyal aşılar ise 1 yıl süreyle koruma sağlamaktadır. Bunun yanında klostridiyal aşıların kas nekroz oluşturma gibi yan etkilerinin olabileceği göz önünde bulundurulabilir. Aşıların gebelik ve laktasyon uygulanmasında her hangi bir sakınca yoktur.

Kaynak:

  • Alper ERTÜRK & Mahmut OK( Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi) Ok M, Ertürk A. Ruminantlarda tetanoz (kazıklı humma). Ok M, editör. Ruminantlarda Klostridiyal Enfeksiyonlar. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2019. p.10-4.

25 görüntüleme0 yorum

Comentarios


bottom of page