Herpesviridae familyasının genel özellikleri:
Herpesviridae, insanlar ve istiridyeler gibi bazı vertabrasız hayvanlar da dahil olmak üzere bir çok hayvan türünden izole edilen virusları kapsayan çok geniş bir familyadır. Bu familyada bulunan viruslar arasında patojenite, latent infeksiyona eğilim ve onkojenik potensiyel açısından farklılıklar vardır. Herpesviruslar , çift iplikçikli DNA içerir ve 162 kapsomerden oluşan ikosehedral kapsid, globular proteinlerin bulunduğu granüler bir yapıyla (tegument) ve zarfla çevrilidir. Çeşitli türlerden izole edilen Herpesvirusların nükleokapsid polipeptidleri birbirine benzemektedir.
(IPV) = IBR/IPV (Infectious bovine rhinotracheitis = IBR ve -infectious pustular vulvovaginitis = IPV)
Etken, Herpesviridae ailesinde yer alan Bovine Herpesvirus-1’dir. BHV-1, herpesvirusların genel özelliklerini taşır. BHV-1 virionu 150-200 nm büyüklüğündedir ve çift sarmallı, yaklaşık 135-140 baz çifti (base pairs, bp) DNA molekülü içerir.
BHV-1.1 çoğunlukla solunum sistemi ile ilgili bozukluklardan sorumlu tutulmaktadır. BHV-1.2, İnfeksiyöz Balanopostitis ve İnfeksiyöz Pustular Vulvovaginitis etkenidir. Avrupa’da IBR salgınlarından, genellikle BHV-1.1 sorumlu tutulmaktadır ve bu alt tipin diğerlerinden daha virulent olduğu bildirilmiştir. Restriksiyon endonükleaz analizi veya sekans analizi teknikleriyle bütün BHV-1 alt tiplerinin ve suşların birbirinden ayırımı yapılabilmektedir.
Bulaşma : BHV-1’in bulaşması ve yayılması hızlı ve kolaydır. Bulaşma çoğunlukla solunum yolu, direkt kontak veya indirekt olarak yiyecek kapları, aletler ve benzerleriyle olur (Şekil). Hastalığın solunum formu genellikle damlacık infeksiyonuyla başlar. Bu yüzden hayvanların dar ahırlarda, çok sayıda birbirine yakın olarak bulundurulmaları bulaşma açısından önemli bir risk faktörüdür. BHV-1’in en önemli bulaşma yollarından biri de veneral yol olup, suni tohumlama veya doğal aşımla bulaşmaktadır. Diğer bir bulaşma yolu da iatrojenik bulaşmadır. BHV-1 sütten izole edilmiştir ve bu sütlerle beslenen buzağılarda infeksiyona neden olabileceği bildirilmiştir. Bu açıdan süt sığırcılığı yapılan işletmelerde mastitis vakalarının etyolojisinde BHV-1 göz önünde bulundurulmalı ve infekte hayvanların sütlerinin yavrulara verilmesi halinde buzağılarda infeksiyon oluşma riski dikkate alınmalıdır.
Koruma, kontrol ve Eradikasyon
Sığırları BHV-1 infeksiyonundan korumak amacıyla bir çok ülkede modifiye canlı virus aşıları, inaktif aşılar ve genetik mühendisliğiyle üretilmiş aşılar kullanılmaktadır. Modifiye canlı aşılar burun içi veya kas içi yolla uygulanmaktadırlar. Burun içi uygulanan aşılar mukozal immun sistemi uyardıkları için lokal interferon ve lokal antikor oluşumunu da uyarırlar. Modifiye canlı aşılar, tek uygulamadan sonra iyi bir immunite oluşturmaları ve üretilmelerinin kolaylığı açısından avantajlıdırlar.
Bu aşıların en büyük dezavantajı, aşı virus suşunun aşılamadan sonra latent infeksiyon oluşturabilmesi ve hayvanın virusu etrafa saçabilme riskidir. Bu nedenle canlı aşıların ülkemizde kullanılmasına izin verilmemektedir. Canlı aşılar BHV-1‘in latent infeksiyon oluşturma riskini tam olarak engelleyemezler ancak hastalığın şiddetini ve ölüm oranını azaltmaktadırlar. Canlı aşılar gebe hayvanlara uygulanmaz. Gebe hayvanlarla temasta bulunan aşılı hayvanlardan virus suşunun bulaşması sonucu abortlar görüldüğü bildirilmiştir. Ayrıca canlı aşılar, ovaryumda lezyonlara ve geçici immunosupresyona yol açabilmektedirler. Bundan dolayı aşılanan hayvanların diğer infeksiyonlara duyarlılığının arttığı gözlenmiştir. Sığırları BHV-1 infeksiyonlarından korumak için kullanılan aşılardan biri de inaktif BHV-1 aşıları olup ülkemizde kullanım izni olan aşılardır. Marker aşılar pozitif, negatif ve subunit olmak üzere üçe ayrılır. Pozitif marker aşılar, aşı virus suşuna bir marker antijen eklenmesiyle üretilirler. Uygun tanı yöntemleri kullanılarak aşılanmış hayvanlar ile doğal infekte hayvanlar ayrılabilirler. Negatif marker aşıları virus replikasyonu için gerekli olmayan, virusun yapısal kompenentlerini kodlayan genlerin çıkarılması (deletion mutant) yoluyla hazırlanan aşılardır. Bu şekilde canlı veya inaktif aşılar elde edilebilir. Bu amaçla en çok gE negatif aşılar kullanılmaktadır. BHV-1 eradikasyon programlarının başarısı tüm ülkeler için büyük önem taşımaktadır. gE marker aşılarının geliştirilmesi sığır çiftliklerinde BHV-1’in kontrolünde yeni bir çığır açmıştır. Bu aşılar, BHV-1 ile savaşta bazı faydalar sağlamıştır. Bunlar:
İnfeksiyon riskinin azalması veya önlenmesi,
Saha ve aşı suşlarının ayrılması olanağı,
Sığır çiftliklerinin topyekün aşılanması; sığır ve/veya sürünün BHV-1’ den yoksun durumunun eş zamanlı korunmasının sağlanması,
Aşılı hayvanların BHV-1’den yoksun olduğunun ortaya konabilmesi,
Hastalık eradikasyonunun kısa zamanda yapılabilmesi olanağı ve maliyetinin azalmasıdır.
Kaynak:
İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Ders Notları
Comentários